Güneş daha doğmamıştı. Rosalie Hale aynada kendine bakıyordu. Saçlarının eski canlılığını o kadar özlemişti ki ! Eskisi gibi uzamasını da tabii ki.. Ama Rosalie daha kendini incelemeye neredeyse başlayamadan bir sesle dikkati dağıldı.
- HAYIR, Alice !, Bu bir fısıltıydı aslında, Emmett'tan çıkabilecek kısıklıkta ve olabildiğince sinirli bir fısıltıydı.
- NEDEN, Emmett ?! Jasper ! Bir şeyler söyle !, Bu ise Alice'in küplere binmiş cevabıydı, ya da sorusu, gene fısıltı. Neden fısıldadıklarını merak etmek ise bir saniyesini almıştı Rosalie'nin. Nedenini bulduğunda ise Emmett'ın açıklamasını, Alice'in itirazlarını veya Edward'ın bıkmış, Carlisle'ın ise sakin seslerini anlamaya çalışmaktan vazgeçti.
İşte ! Gene gidiyorlardı. Gene Onsuz gidiyorlardı. Hatta mümkün olduğunca çaktırmadan gitmeye çalışıyorlardı ama Rosalie Hale farketmez mi.? Avmış ! Çocuk bile, hatta Bella bile bilirdi ava gitmediklerini. Ama tam olarak nereye gittiklerini bilemezdi..
Sinirle kapıyı açtı ve aşağı indi Rosalie. Tabii o sinirle merdivenleri kıracak gibi inerken hangi vampir onu farketmez ? Hepsi birden ona döndü.
Yanında Edward'ın olduğunu hatırlayınca biraz daha düşüncelerini kontrol etmeye çalıştı ama hiçbir işe yaramayacağını biliyordu. Fakat en azından sesini sakin tutabilmişti.
- Nereye gidiyorsunuz ?
- ...
- Ah, avlanmaya mı ?, dedi Rosalie, ama gene cevap gelmedi, zaten bu da bir soru değildi aslında.. Daha ne kadar böyle sakin davranabilirdi bilmiyordu. Bari bir açıklama yapsalardı ! Bu onsuz dördüncü ava gidişleri olmuştu ve Rosalie bundan bıkmıştı artık. Bekledi biraz daha, ama hala cevap yoktu.
- Ben de geliyorum.
- Rosie.!, dedi Emmett. O da artık bıkmıştı Rosalie'nin bu davranışlarından. Hep aynısını yapıyordu. Ama haklıydı. Bir aydan beri onu atlatmaya çalışıyorlardı, bir de Bella'yı. Tabii Rosalie daha farklıydı.
- Efendim ?!, dedi Rosalie, kahverengiye yakın gözleri bir anlığına parlayarak. Onla birlikte gittikten sonra diğerleri 2 kere daha gitmişlerdi.! Daha ne kadar sürecekti bu ? Rosalie'nin düşüncelerini bildiği için yeni bir kavga istemeyen Edward ise Emmett'ı çekiştirmeye başladı, gözleri neredeyse her zamanki altınlığına yakındı.! Zaten yakında Bella'nın ilk tahmin ettiği gibi lens takmaya başlayacaktı; her şey gözleriyle ele veriliyordu. Bu arada Edward Rosalie'nin kaçış düşüncesini kesti.
- Eğer siz her zamankinden daha fazla gidiyorsanız, benim de gitmemem için bir sakınca görmüyorum.!
- Rosalie., Bu Carlisle'ın sesiydi. Rosalie sinirle ona döndü.
- Evet, Carlisle.? Ah, sen de gidiyorsun, tabii.. Eh, herkes bu partideyse, ben niye yokum, tekrar ?!
- ...
- Kim-
- Bir dahakine geleceksin., dedi Carlisle ve Esme şokla ona döndü. Ne yapmaya çalışıyordu ?! Rosalie ise onun bu tepkisine çok sinirlenmişti.
- Efendim, Esme ?, Rosalie birden ona yönelince ilk başta afalladı Esme. Sonraysa, "Hiçbir şey, canım.." diyebildi. Edward homurdandı.
- Harika.., Rosalie sinirle tekrar ona dönerken Emmett onu durdurdu, şöyle bir sarılıp "Görüşürüz." diye fısıldadı ve üçü arkalarında bir toz bulutu bırakarak gittiler. Carlisle da ona son bir kez bakıp, "Diğerine sen de geleceksin." dedi ve o da uzaklaştı. Rosalie iki saniyeliğine onların arkasından baktı, sonraysa sinirle Alice'e döndü.
- Sen niye gitmedin ?, dedi neredeyse tıslarcasına, bütün tartışmada tek sesi çıkmayan oydu neredeyse, Jasper daha önden gitmişti.
- Gitmedim işte., diye homurdandı Alice.
- Çok aydınlattın beni.
- Önemli değil.!, diye homurdandı Alice.Yukarı çıktı ve kapıyı arkasından kırcakmış gibi çarptı . Rosalie ise Esme'ye döndü ve "Ben gidiyorum." dedi. Esme'nin, Rosalie'nin ciddi olduğunu anlaması ise bir saniyesini almıştı.
- Hiçbir yere gitmiyorsun Rosie., Esme'nin bu kadar kesin konuştuğuna şaşıran Rosalie bir anlığına durdu, sonraysa yürümeye devam etti.
- Rosalie !
- ...
- Rosalie Hale ! Sana söylüyorum !, Rosalie ise ne koşuyordu ne çok yavaş yürüyordu, ama Esme'yi duymazlıktan ve görmezlikten geldiği belliydi.
Bu arada sinirle camdan dışarı bakan Alice Cullen, Emmett'ın onun neden burada kalmasında bu kadar ısrar ettiğini hatırladı ve Esme'nin yardımına koştu.
- Rosalie.!, Alice'in odadan çıktığını duymamış olan Rosalie ona döndü.
- Efendim, Alice ?
- Iım, şey, biraz dışarı çıkalım mı ?, Rosalie'nin onu da duymazlıktan geleceğini tahmin etmişti, bu yüzden ne diyeceğini hiç düşünmemişti.
- Ne ?, Rosalie tek kelimeyle şaşırmıştı. Nereye gideceklerdi ki ? Hem de bu ruh haliyle ? Eskiden, bazen canları sıkıldığında, insan gibi alışveriş yapmaya giderlerdi -tabii her insandan daha çok para harcayarak-.
- Bilmem., dedi Alice, o da aynı şeyleri düşünüyordu galiba.
-Alişveriş yapalım mı? dedi Alice çünkü Rosalie'nin reddedemiyeceği şeylerden biriydi.
-... . Rosalie kararsızdı bu onu sadece oyalamak için olabilirdi.Zaten öyleydi de...Ama Alice'nin o samimi ve gerçekçi bakışı onu inandırmak için yeterli olmuştu.
-Tamam peki gidelim hadi. Alice rahatlarcasına tuttuğu nefesini verdi. ve yola devam etti
ACABA HERKES NEREYE GİDİYORDU ROSALİE'DEN NE SAKLIYORLARDI BİR DAHAKİ BÖLÜMDE HEPSİNİ ÖĞRENECEĞİZ...