| Kördüğüm (Seri Katil) | |
|
+3---Bella--- hazell [chatlak-Nehir] 7 posters |
Yazar | Mesaj |
---|
[chatlak-Nehir] Sarımsak
Mesaj Sayısı : 3 Yaş : 31 Kayıt tarihi : 13/05/09
| Konu: Kördüğüm (Seri Katil) Çarş. Mayıs 13, 2009 6:41 am | |
| Arkadaşlar can sıkıntısından yazmaya başlamıştım.Size de sunmak istedim.
Hikayede özel güçleri olan insanlar vampirler fln yok.. ama beğeniceğinizi umuyorum.
1. Bölüm
~~~ YENİ İŞİM ~~~
"Neden ben?" diye sordum tam karşımda oturan asık suratlı, buz gibi bakışlı adama.O anda yüzünde alaylı bir ifade oluştu. "Hala anlamadınız mı? Neyse... Dediğim gibi Sedat Akar hakkında herşeyi biliyoruz.Nasıl kadınlardan hoşlandığını bile...Ve rolünüz onun sevgilisini oynamak .Bu rolü oynayacak kişinin, onun hoşlandığı kadın tasvirine uyuyor olması gerekiyordu.Ve siz tam aradığımız kişisiniz!" "Ah, anlıyorum." Adam elindeki mavi dosyayı bana uzattı. "Öyleyse anlaştık. Unutmayın, bu iş bittiğinde hem siz hem de biz hiç ummadığımız derecede kar edeceğiz." Nasıl unutabilirdim? Bu işi hallettiğimde alacağım ücret tahmin edilemez dercede fazlaydı! Belki ömrüm boyunca bir daha bu pis işlere bulaşmak zorunda kalmayacaktım. Anladığımı belirtmek için olumlu anlamda kafamı salladım. Adamın yüzünde buz gibi yapmacık bir gülümseme yayıldı. "Hoşçakalın!" Ve gitti.
Şimdi evimin her zaman ki sessizliğinde kendimle başbaşaydım. İçinde bulunduğum durum daha öncekilerinden farksızdı.Bunu daha önce defalarca yapmıştım.Ve her seferinde yine böyle huzursuzluk oluyordu.Ama alışmıştım.Şimdi konsantre olmam gereken yeni bir işim vardı. Zengin iş adamının oğlu Sedat Akar'ı önce ayartıcak daha sonra hayatının önemli bir parçası haline gelecektim. Ve sonra daha önce de bir çok kez yaptığımı yapacaktım.Sedat Akar'ı öldürecektim! "Kolay olucak." dedim kendi kendime. Daha önce bunu defalarca yapmıştım.Birçok kez bazı önemli insanların hayatına girmiş onların güvenini kazanmış ve zamanı geldiğinde benden istenildiği gibi işimi bitirmiştim.Ama bu seferki çok daha önemli olmalıydı! Alacağım para her zamankinden fazlaydı çünkü...
Neden öldürmem gerektiği bana hiçbir zaman söylenmemişti.Zaten artık merak etmez olmuştum.
Dumanı tüten bir bardak nescafe ile salonda ki masaya oturdum.Sigaramı yaktım.Uzun zamandan beri kahve ve sigara benim için ayrılmaz bir ikili olmuştu.
Önümde ki mavi dosyayı açtım.Bu dosyada Sedat Akar ile ilgili bilgiler vardı.Birkaç adette fotoğraf! İyice baktım.Açık kahverengi nerede ise koyu sarıya dönük saçları vardı. Fotoğrafların birinde siyah takım elbiseliydi.Saçları geriye doğru taranmıştı.Diğer fotoğrafta da ise bilardo oynarken çekilmişti.Üzerinde kot pantolon ve bordo renk spor bir gömlek vardı. Saçları dağınıktı ve her iki fotoğrafta da gerçekten de yakışıklıydı. Ve bir öncekinden çok gençti. Buna sevinmiştim.Bundan önce ortadan kaldırdığım adam ellili yaşlarındaydı. Ona yakınlaşmak, kendisini sevdiğimi inandırmak gerçekten çok zor olmuştu ve neredeyse babam yaşında bir adamla sevgili rolü oynamak düşündüğümden de sıkıcı olmuştu. Neyse ki bu sefer eğlenceli olacaktı! Resimlere tümüyle hafızama kazınana kadar baktım. Sonra dosyada ki bilgileri okumaya başladım. 27 yaşındaydı.Babası zengin bir iş adamıydı ve Sedat Akar da onun tek çocuğu yani tek varisiydi.Annesi Amerka'lıydı.Fakat evlendiğinden beri Türkiye'de yaşıyordu. Fotoğrafında da anladığım kadarıyla zarif ve güzel bir kadındı. Aile ve akrabalarıyla ilgili bilgiler içeren üç sayfayı hızlıca okudum.Kolayca aklımda tutabileceğim şeylerdi. Sedat Akar'ın kişisel bilgilerini okumaya başladım. İlköğretim ve ortaöğretimini özel okulda tamamlamıştı.Lise yıllarında müziğe büyük bir ilgi duymuştu.Hatta lisenin bitmesiyle dağılan bir müzik grubu olmuştu o zamanlar...Keman ve gitar çalabiliyordu.Fakat babasının isteğiyle müzik tutkusundan vazgeçmişti.İşletme okumuştu...Yüzme en sevdiği sporlardan birisiydi.Her cumartesi sabahı gittiği bir spor salonu vardı.Burada ki işini bittirdikten sonra genellikle bilardo oynuyordu.Yani cumartesi gününü tamamen sosyal faaliyetler için ayırmıştı .Pazar dinlenme günüydü ve neredeyse bütün gün evde oluyordu.Hafta içi ise babasının Holdinginde oluyordu.Babasından sonra başına geçeceği Holding...
En son ki yaz tatilini Hawai adalarında geçirmişti ve kız arkadaşından da o yaz ayrılmıştı.
Gözlerimi dosyadan ayırıp saate baktım.Tam iki saattir aralıksız dosyayı inceliyordum.Birden çok sıcak olduğunu hissettim.Öğle vaktiydi ve ben terlemeye başlamıştım .Gidip soğuk bir duş aldım.Bu kendime gelmemi sağladı.Sonra dosyayı alıp salonumda ki geniş kanepeme yayıldım.Böyle daha rahattı.Kaldığım yerden okumaya devam ettim. Artık herşeyi biliyordum.Arkadaşlarının ve eski kız arkadaşlarının isimlerini, alışveriş yaptığı mağazaları, tercih ettiği markaları, son satın aldığı kitap ve CD'yi.İstanbul'da oturduğu evin adresini, Sapanca'da kendine ait bir çiftlik evinin olduğunu ve bazı haftasonlarını burada geçirdiğini, genellikle vakit geçirdiği cafe ve restorantların adlarını.... Hatta daha fazlasını! Hayatın altın tabakla sunulduğu insanlardandı.Ama ömrü kısa olucaktı... Dosyayı kapayıp gözlerimi yumdum.Okuduklarımı aklımdan tekrar tekrar geçirdim.Neredeyse noktası virgülüne herşey aklımdaydı.Üzerime çöken bu sıkıcı havayı dağıtmak için televizyonu açtım ve bir komedi dizisi izlemeye başladım.
Televizyon karşısında uyumuşum.Uyandığımda sabah 8:30'du.Soğuk bir duş aldım.Şimdi yapmam gerekeni biliyordum.Bana bıraktıkları numarayı aradım ve hazır olduğumu belirttim.Bir saatlik bir vaktim vardı.Gidip kıyafetlerimi bavula yerleştirdim.Benim için önemli olan ufak tefek eşyamı da yanıma alacaktım.Tam hazır olduğumda zil çaldı.Gelmişlerdi! Gelenlerin arasından dün konuştuğum ve hala adını bilmediğim -asla bilmeyecektim- adam da vardı.Bahçemin önünde siyah bir BMW'ye doğru yürüdü.Bende onu takip ettim.Bavulları bagaja yerleştirmesi için diğer adama verdi.Sonra gelip binmem için bana şoförün yanında ki koltuğun kapısını açtı.Hiçbir şey demedim ve bindim.Nereye gittiğimizi bilmiyordum.Sedat Akar'ın yalısının yakınlarında bir yalıya.Yeni taşınmış gibi yapacaktım.
Yeni misafirhanem Tarabya'daydı.Sedat Akar'ın ailesiyle birlikte oturduğu villanın tam karşısında.Bunu nasıl becerebilmişlerdi? Bu villayı nasıl ele geçirebilmişlerdi? "Gerektiğinde biz size ulaşacağız." dedi buz gibi soğuk bir ses. "Peki!" dedim. "Size güveniyoruz ve bizi yarı yolda bırakmayacağınızı umuyoruz." Bu aslında kabaca söylemek gerekirse "Eğer yanlış bir şey yaparsan, kendine şimdiden bir mezar yeri satın al." demekti. "Kuşkunuz olmasın, elimden gelenin en iyisini yapacağım.Bundan önce daha zorlarını da başarmıştım." dedim. "Biliyoruz.Sizi seçmemizin nedenlerinden biri de bu." Cevap veremedim.Bana evin anahtarlarını ve bir de yeni otomobilime -işim süresince kullanacağım- ait anahtarları uzattı. "Hoşçakalın!" diye ekledi ve arkasını dönüp uzaklaştı.
Önce bahçeyi incelemeyi düşündüm ama vazgeçtim.Dışarısı nefes alamayacak kadar sıcaktı.İçeri girdim ve bavullarımı üst kata çıkardım. Üst katta 3 yatakodası, bir salon ve bir de kütüphane vardı.Fazla kitap yoktu ve çoğuda genellikle her kütüphane de bulunabilecek kitap ve dergilerdi.Masanın üzerinde bir laptop vardı.Açtım.İnternet bağlantısı bulunuyordu.Ama bunu kullanırken yaptıklarımın adım adım takip edildiğindin farkındaydım. Yatak odalarından bir tanesi Sedat Akar'ın villasına bakıyordu.Bu odaya yerleştim.Gerçi bana pek yararı olacak birşey değildi. Aşağıdaki geniş salona indim.Oldukça feratı.Sebebini bilmediğim bir biçimde bu ferah ortam bana acıktığımı hatırlattı.Donmuş pizzanın ısınmasını beklerken aklım yarın yapacaklarımdaydı......
Yorumlarınızı bekliyorum. Yorumlara göre devamını koyacağım. Şimdiden teşekkür ediyorum... | |
|
| |
hazell Sarımsak
Mesaj Sayısı : 17 Yaş : 30 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Kördüğüm (Seri Katil) Paz Mayıs 17, 2009 8:53 pm | |
| değişik bi konusu var insanı meraka düşürüyor
artık ekle yeni bölümüde bizde merakımızdan kurtulalımm | |
|
| |
---Bella--- Sarımsak
Mesaj Sayısı : 30 Yaş : 29 Kayıt tarihi : 23/05/09
| |
| |
[chatlak-Nehir] Sarımsak
Mesaj Sayısı : 3 Yaş : 31 Kayıt tarihi : 13/05/09
| Konu: Geri: Kördüğüm (Seri Katil) Ptsi Haz. 01, 2009 2:55 pm | |
| 2. bölüm
~~~ KARŞILAŞMA ~~~
Bugün cumartesiydi ve o kahvaltı için her zaman ki cafeye gidecekti.Bende giyindim ve ondan önce cafeye gittim.Her zaman oturduğu masayı biliyordum.Tam karşısında ki masaya oturdum.Yaklaşık on dakika sonra o geldi ve tahmin ettiğim gibi o masaya oturdu. Bir yandan kahvaltımı yapıyor diğer yandan da göz ucuyla onu izliyordum.Sakin ve yavaşca kahvaltı ediyordu.Ve aynı zamanda dergi okuyordu.Elbette ne okuduğunu biliyordum.Can sıkıcı bir ekonomi dergisiydi. Ve o an beklemediğim bir şey oldu;gözlerini bana dikti.Bakışlarımı hemen başka bir yöne çevirdim.Acaba onu izlediğimi mi farketmiş miydi? Bu olanaksızdı! Daha önce kimse farketmemişti. "İnsanlar göz göze gelebilirler." dedim kendi kendime.Ama bu beni rahatlatmaya yetmedi.
O an bir şey farkettim.Gözleri gökyüzü mavisiydi.Bunun dosya da belirtilmemiş olmasına şaşırdım! Kahvaltımı bitirene kadar bir daha ona bakamadım.Tekrar yakalanmak istemezdim! Az sonra hesabı ödedi ve kalkıp gitti.Bense hala yerime yapışmış gibi oturmaya devam ettim.Karmaşık düşünceler içindeyken birden aklıma annesi Victorya geldi.İşe onunla başlamaya karar verdim.
*********
Güzellik salonundan içeri girdim ve gözlerimle etrafı araştırdım.Tam o sırada görevli kız yanımda bitti. "Hoş geldiniz, buyrun şöyle geçip oturun." dedi deri koltuğu göstererek "Az sonra sizinle ilgileneceğim." diye ekledi. Victorya'yı o sırada gördüm.Oturacağım koltuğun diğer ucunda oturmuş bir kataloğu inceliyordu.Yanına oturdum. "Merhaba!" dedim ve gülümsedim.Gözlerini katalogtan ayırdı ve bana dikti. "Mehaba!" diye karşılık verdi.Şimdi rol zamanıydı! Gözüm bir an için parmağında ki yüzüğe kaydı. "Çok hoş bir yüzük.Bnezerini hiç görmedim.Özel tasarım mı?" diye sordum. Victorya takılarının tasarımını kendisi yapıyordu ve bende bunu biliyordum elbette! "Teşekkürler! Aslında kendi tasarımım." dedi övünerek. "Ah, harikasınız!" dedim.Yüzünde değişik bir ifade vardı. "Pardon, ben Deniz Yıldızsoy!" dieye kendimi tanıttım. "Victorya Akar." dedi. "Ah tabi, deminden beri sizi daha önce nerede gördüğümü hatırlamaya çalışıyordum." dedim.Yüzünde meraklı bir bakış vardı. "Tam karşınızda ki villaya yeni taşındım." diye devam ettim. "Öyle mi? Hoş geldiniz! Burası çok güzel bir semt." dedi. "Evet öyle! Ama kmseyi tanımıyorum." diye yakındım. "Öyleyse yarın sizi evime, kahvaltıya davet ediyorum.Hem daha iyi tanışmış oluruz." dedi.İşte istediğimtam olarak buydu! "Teşekkür ederim, mutlaka geleceğim." dedim sevinçle. ********** Ekstra saç ve cilt bakımından sonra kendimi nihayet dışarı atabilmiştim ve cumartesi sabahı Akar'ların evine davetliydim.Şimdi yapmam gereken Sedat Akar'ın devamlı müşterisi olduğu spor salonuna üye olmakdı! **********
Kendimi tarif edemeyeceğim bir şekilde neşeli hissediyordum.Kendime öz güvenim artmıştı.Görevimin tehlikeli kısımları için sabırsızlanıyordum; her zaman tehlikeyi seven biri olmuştum.Sedat Akar'ın sevgilisi rolü ise benim için eğlence kısmıydı! Üzerime kot bir kapri ve beyaz bluz giydim.Saçlarım her zaman ki halinde yani dağınıktı. Çok az makyaj yaptım.Tam hazırım dediğim de cep telefonum çalmaya başladı.Arayan uzun zamandır görüşemediğim bir arkadaşım olan Berna'ydı.Biraz tereddüt ederek telefona cevap verdim. "Alo, merhaba canım." "Telefon o kadar uzun çaldı ki, açmayacaksın sandım." dedi. "Üzgünüm, ancak yetişebildim." "Imm, aslında ben cuma günü İstanbul'a geliyorum ve seninle görüşürüz diye düşünmüştüm." dedi. Olamaz! Ne diyecektim ona şimdi? Bu eve gelmemeliydi.Onunla başka bir yerde buluşsakta bir sürü soru soracaktı.İşim, yaşamım, özel hayatım hakkında cevaplayamayacağım bir ton gereksiz soru! Kesinlikle görüşmemeliydik! "Üzgünüm ama ben yarın yurtdışına gidiyorum." deyiverdim birden.Ses tonum üzgün çıkmıştı sanırım. "Neden, nereye gidiyordun?" diye sordu.Of.... "Londra'ya gidiyorum." dedim. "Yeni yazmaya başladığım bir roman var.Onunla ilgili bazı gözlemler ve araştırmalar falan işte.." Öyle ya, ben bir yazardım... "Ah peki!" dedi.Bir ana önce telefonu kapatmak istiyordum.Çünkü sözde yeni yazmaya başladığım roman hakkında sorular sorarsa verecek cevabım yoktu.Tüm bu yalanları birden bire söyleyivermiştim. "Şey şu an pek müsait değilim seni sonra arasam olur mu?" diye sordum. "Peki, sonra görüşürüz o zaman." dedi Berna. "Umarım!" diyerek telefonu kapattım ve bir "OH!" çektim.Saata bakmak aklıma gelmeseydi neredeyse geç kaldığımı farketmeyecektim.... | |
|
| |
hazell Sarımsak
Mesaj Sayısı : 17 Yaş : 30 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Kördüğüm (Seri Katil) Cuma Haz. 05, 2009 9:09 am | |
| yeni bölümmm çok değişik bi konu gerçektende insan şaşırıyoo eee yeni bölüm ne zaman | |
|
| |
[chatlak-Nehir] Sarımsak
Mesaj Sayısı : 3 Yaş : 31 Kayıt tarihi : 13/05/09
| Konu: Geri: Kördüğüm (Seri Katil) Cuma Haz. 05, 2009 9:11 am | |
| Bir kaç yorum daha gelsin öyle | |
|
| |
hazell Sarımsak
Mesaj Sayısı : 17 Yaş : 30 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Kördüğüm (Seri Katil) Salı Haz. 09, 2009 11:58 am | |
| ewt aynı uğur böcüğü die gircektm ama dedm tanıyamaz şimdi böle girem dedm | |
|
| |
ewans Sarımsak
Mesaj Sayısı : 11 Yaş : 28 Kayıt tarihi : 02/06/09
| Konu: Geri: Kördüğüm (Seri Katil) Salı Haz. 16, 2009 1:46 pm | |
| çoqq qüzeL oLmuşş yenisi ne zaman?yorum yazdm hadii | |
|
| |
Pandora Sarımsak
Mesaj Sayısı : 10 Yaş : 30 Kayıt tarihi : 14/09/09
| Konu: Geri: Kördüğüm (Seri Katil) Ptsi Eyl. 14, 2009 11:37 pm | |
| | |
|
| |
robsten_8690 Sarımsak
Mesaj Sayısı : 6 Yaş : 27 Kayıt tarihi : 13/12/09
| Konu: Geri: Kördüğüm (Seri Katil) Paz Ara. 13, 2009 9:00 pm | |
| neden devamları yok çok güzeldi [b][img][/img] | |
|
| |
sedanurr Sarımsak
Mesaj Sayısı : 18 Yaş : 28 Kayıt tarihi : 15/06/10
| Konu: Geri: Kördüğüm (Seri Katil) Çarş. Haz. 23, 2010 10:48 am | |
| yeni bölüm yazmamışsınn ne zamandan beri.. neredeyse bir yıl olmuşş. neyse ama yb bekliyorumm..bu arada ben yeni üye oldumm.. ve bütün hikayeleri okumaya çalışıyorumm.. hepsi çok farklı konularda.. ve çok güzel bununda yeni bölümünü bekliyorumm... acele edersen sevinirimmm=)) | |
|
| |
| Kördüğüm (Seri Katil) | |
|